Bavyera İçişleri Bakanı ve aynı zamanda uyumdan da sorumlu olan Joachim Herrmann’ın daveti ve inisiyatifiyle, CSU’ya (Hristiyan Sosyal Birlik Partisi) yakın olan Hanns Seidel Vakfı (HSS) işbirliğiyle düzenlenen konferansta, üç semavi dinin cemaat temsilcileri, din ile demokrasi arasındaki ilişki hakkında görüşlerini açıkladılar.
Toplantıya katılan ve görüşlerini sunumlarıyla paylaşanlar arasında İçişleri Bakanı Herrmann, Augsburg Katolik Kilisesi Başpiskoposu ve Dinlerarası Diyalog Komisyonu Başkanı Dr. Bertram Meier, Bavyera Eyaleti Protestan (Evanjelik-Lüteriyen) Kilisesi Başpiskoposu Christian Kopp, Nürnberg İsrail Cemaati Başkanı Jo-Achim Hamburger ve Penzberg İslam Toplumu ile Münih İslam Forumu Başkanı İmam Benjamin Idris yer aldı. Katılımcılar, tek bir yaratıcıya inanan dinlerin arasındaki farklılıklara rağmen, karşılıklı saygı ve anlayışa dayanan bir diyalog içinde olmaları gerektiğini vurguladı. Bu diyaloğun, yaşadıkları toplumu birleştirici bir unsur olarak siyasete de yön verebileceği ifade edildi.
Penzberg kentinin cami cemaatinden olan İmam Idris, konuşmasında, din cemaatlerinin politikaya alet edilmemesi gerektiğini vurguladı. İslamı temsil ettiğini iddia eden aşırılık yanlılarının, gerçekte İslam’ı temsil etmediğini söyledi. Ayrıca, İslam karşıtlığının sosyal kabul edilebilir bir hale getirilmesinin, tehlikeli bir gelişme olduğunu savundu.
30 yıldır Bavyera’da yaşadığını belirten İmam Idris, bu süre zarfında çeşitli alanlarda topluma uyum sağlayan Müslüman vatandaşların, önyargılara ve Alman Anayasası’na aykırı tehlikeli söylemler nedeniyle ülkeyi terk etme eğiliminde olduklarına şahit olduğunu dile getirdi. İmam Idris, konuşmasını, diğer konuşmacıların da belirttiği gibi, karşılıklı anlayış ve hoşgörüye dayalı bir diyalogla düşmanlıkların dostluğa dönüştürülebileceği inancıyla bitirdi. Ayrıca, Münih’te hizmet verecek bir Dinlerarası Diyalog Evi yapılması çağrısında bulundu.
